"Yas" Türk Dil Kurumu’nun internet sitesinde şu şekilde tanımlanmaktadır; "Ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem."
Dünyada her saat her dakika her an insanlar ölmekte. İnsanların her ölüm haberinde üzülüp, sıkılması beklenemez. Anne veya Baba ölümü ile komşunun ölümü arasında, kişinin algılayışı bakımından fark vardır. Bu açıdan baktığımızda; yas için, "sevilen bir kişi ardından yaşanan acı ve bu acıyı belirten duygu ve davranışlar" tanımını yapmak daha yerindedir.
Ölümün ardından yaşananlar ve hissedilenler insandan insana değişmektedir. Aynı evin içinde bile kişilerin tepkileri farklılaşmaktadır. 5 yaşındaki bir çocuğun tepkileri ile 55 yaşındaki bir kişinin tepkileri farklıdır. Bu tepkilerin değişmesinde birçok faktör etkili olmakla birlikte, yas'ın hangi aşamasında olunduğunun da etkisi vardır.
Yas aşamalarını şok ve inkâr, depresyon, kabullenme olarak üçe ayırabiliriz. Bu aşamalar herkeste aynıdır ve bu sırayı takip eder. Aşamaların ne kadar süreceği ile ilgili belirgin bir şey söylemek mümkün değildir. Bazı kişiler bu aşamaları çok çabuk atlatırken bazı kişilerde daha uzun sürmektedir. Ayrıca; kişilik özellikleri, ölen kişi ile paylaşılanlar, yaşanılan çevre gibi faktörler sonucu bu aşamalardaki süreler değişiklikler gösterebilmektedir.
Sevdiğimiz kişinin ölüm haberini öğrendiğimiz andaki duygu, düşünce ve davranışlarla hayatımızı devam ettirmemiz mümkün değildir.
Ölüm nedeni ve şekli, daha önceki yaşantılar, kaybedilen kişiye duyulan aşırı bağlılık veya suçluluk duyguları gibi durumlarda yas oldukça sıkıntılı bir hal alarak, kişinin kendi kendine başa çıkması çok zor olan bir durum haline gelmektedir. Böyle durumlarda kısa sürmesi beklenen "şok ve inkâr", "depresyon" aşamaları uzamakta ve kişinin gündelik hayatını etkilemektedir. Tüm bu süreçlerde bir uzmandan alacağınız yardım sayesinde, yas sürecini daha kısa bir sürede anlamlandırabilirsiniz.