Başlıktan yola çıkarak, adı geçen kavramları tek tek ele alarak yazmanın daha iyi olacağı düşüncesindeyim. Öğrenci, karşı duruş ve üstesinden gelmek..
Öğrenim görmek amacıyla herhangi bir öğretim kurumunda okuyan kimse veya bir öğretmenin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konu üzerinde çalışan kimse olarak Türk Dil Kurumu internet sitesinde tanımlanan öğrenci, eğitim-öğretimin olmazsa olmazıdır. Küçük yaşlardan başlayarak 20 küsürlü yaşlara kadar uzanan çok geniş bir yaş aralığında gelişim gösteren öğrenci, her dönem hatta her sınıf için ayrı ayrı ele alınmadır. 8 yaşındaki bir öğrenci ile 16 yaşındaki bir öğrenci oldukça farklılık göstermektedir. Bu açıdan baktığımızda öğretmen her döneminin fizyolojik, bilişsel ve duygusal özelliklerini çok iyi bilmelidir.
İnsan, doğuştan getirdiği özelliklerinin çevresi tarafından eğitilmesi sonucu birey haline gelebildiğinden, öğretmen, tüm bu gelişim özelliklerinin yanında öğrencinin içinde bulunduğu kültürü de çok iyi bilmelidir. Yani öğrencinin sosyal gelişimini de bilmelidir.
Bu bilgilerin yeterli olması halinde yazıya konu olan başlıktaki sac ayağının ilki yerine oturacaktır. Aksi taktirde eksik bilgiler, yanlış uygulamaları da beraberinde getireceğinden sonuç almak imkansız hale gelecektir.
Karşı duruş olarak ele aldığımız kavram aslında başkaldırmak veya zıtlaşmaktır. Yani öğrencinin öğretmen karşısındaki başkaldırısıdır. Öğrencinin yaşadığı durumu; düşünce, duygu veya davranışları ile göstermesidir.
Bir öğrencinin herhangi bir olay karşısındaki kendine sakladığı duygu ve düşünceleri çevresindekileri pek fazla ilgilendirmezken aynı olaya vereceği davranışsal tepkiler ilgilendirebilir. Öğrencinin kızgınlığı kendi içinde duygusal olarak onu rahatsız ederken bu duygu ile öğretmene bağırmaya başlaması sonucu olay, farklı bir boyut kazanır. Dolayısıyla aslında sorun, yaşanılan duygu ve düşüncelerin davranışa dönüşmüş halidir.
Peki bir öğrenci ne olur da karşı duruş sergiler? Hakkı yenildiğinde, korktuğunda, beklentisi gerçekleşmediğinde, öfkeli olduğunda veya anlaşılmadığını düşündüğünde karşı duruş ortaya koyabilir. Sebebi bilmek çoğu zaman çözüme kısa sürede ulaşmaya yardımcı olduğundan öğrencinin hangi durumu yaşadığı mutlaka bilinmeye çalışılmalıdır. Ancak bir şekilde tespit edilemiyorsa da çözüme odaklanmak daha doğru olacaktır.
Öğrenciler farklı yaş gruplarında farklı karşı duruş sergiler. 8 yaşındaki bir öğrenci ile 16 yaşında ergenlik dönemini yaşayan bir öğrencinin yaşadıklarını ifade etmesi bir olmayacaktır. Ergen yaşadıklarını ifade ederken dönemsel özelliklerinden dolayı sesini yükseltebilirken 6 yaşındaki çocuk bu durum sonucunda ağlayabilmektedir. Veya18’li yaşlardaki bir öğrencinin öğretmenine karşı şiddet uygulamasına kadar sonuç varabilmektedir.
Bazen de öğretmenin o günkü ruh hali karşı duruş davranışlarını değerlendirmesinde etkili olabilmektedir. Örneğin mutlu bir gününde öğretmen, karşı duruş davranışlarını hoş görebilirken mutsuz veya sıkıntılı bir gününde aynı davranışa tahammül edemeyebilir. Bu normal bir insan davranışıdır. Herkes her gün aynı ruh halini koruyamayabilir. Bazen gergin bazen de rahat oluruz. Böyle gergin ve sıkıntılı zamanlarda kişiler kendilerinin içinde bulunduğu hali iyi analiz ederek hoş olmayan durumların önüne geçebilirler.
Eğer öğretmen öğrencinin ve kendisinin hangi düşünce ve duygu durumunda olduğunu bilirse sac ayağının ikincisini de tamamlar ve artık geriye üstesinden gelebilme kısmı kalır.
Üstesinden gelebilmek aslında sorunu çözmek demektir. İnsan karşılaştığı herhangi bir durumun üstesinden gelebilmek için gerekli donanımlara sahiptir. Dolayısıyla bu becerisi sayesinde binlerce yıldır kendisini geliştirmekte ve sorunlarına akılcı çözümler bulmaktadır.
Karşı Duruşa Karşı Öneriler
En nihayetinde karşı duruş adından da anlaşılacağı gibi “duruş” sergilemektir. Amaç bu duruşu olması gerektiği şekilde saygı ve toplumsal ahlak kuralları çerçevesinde öğrenciye öğretebilmektir. Eğer öğrenci bunu öğretmeninden öğrenemeyecekse kimden öğrenecek?