Onlar için birçok kitap yazıldı. Film ve dizi yapıldı. Her yerdeler. Eğer gerçekten, çevrenize bakarsanız onları görebilirsiniz. Herşeyleriyle çok farklılar.
Bencildir… Küçük insan, sadece kendini düşünür. Başkalarının pek bir önemi yoktur. İsteklerinin anında gerçekleşmesini bekler. Hayatta tek hedefi; doymak bilmeyen isteklerinin karşılanmasıdır. Onun gözünde sizin üzülüp üzülmediğinizin veya isteyip istemediğinizin bir anlamı yoktur. Sadece kendi istekleri vardır.
Yöneticidir… Küçük insan, hiçbir zaman gerçek anlamıyla bir lider olamaz ama lider edasıyla çevresindekileri yönetmeye çalışır. Bunun için her türlü mücadeleyi vermekten de kaçınmaz. Aklınıza gelmeyecek yollar deneyerek kendi isteği doğrultusunda olaylara yön vermek ister. Çevresinde kendi isteğini yapacak birilerini bulur. Küçük insandır yöneten. Ortalıkta olmasa bile.
Sabırsızdır… Küçük insan bulunduğu konum itibarıyla sabırsız olması beklenir. Çünkü hayatında bu kavramı öğrenmemiştir ve de öğrenmeye uzun bir süre niyeti yoktur. Sabırsızlığını öyle bir ifade eder ki onun isteğini hemen yapmak istersiniz. İsteklerinin anında gerçekleşmesini beklediğinden, bunları yapmaktan başka çare yoktur. Aslında bir yol vardır. Ancak bu yol zorludur. Herkes tarafından aşılamayacak bir yoldur. Sabır, gerektiren bir yoldur.
Farklıdır… Onu hemen fark edersiniz. Gözden kaçmasına imkân yoktur. Girdiği her ortamda hemen dikkat çeker. Bazen sevimliliğini ortaya koyar bazen de şımarıkça davranır. Kimi zaman ise sadece bir iki kişinin tahammül edebileceği huylarını açığa çıkarır. Bazıları onu görmek istemez, ondan kaçar. Onunla yüzleşmek kolay değildir. Ama sonuçta mutlaka kendini ortaya koyar ve herkes onu fark eder. O da bu farklılığı bilir.
Çabuk öğrenir… O kadar hızlı öğrenir ki siz onların bu öğrenme gücü karşısında hayranlığınızı gizleyemezsiniz. Her seferinde öğrendiği şeyi tekrarlamasını istersiniz. Bunun size yarar veya zarar sağlaması önemli değildir. Sadece tekrarlatırsınız. Öğrenme gücü her gün yeni bilgiler öğrenmek için programlanmıştır. Bu inanılmaz bir süper güçtür.
Düşer kalkar ama pes etmez… O düşer, kalkar, koşar, durur, kafasını vurur, kolunu büker, ayağını-parmağını sıkıştırır ama yine de pes etmez. İstekleri doğrultusunda yoluna devam eder. Ta ki isteğinden vazgeçene kadar. Bu arada, onu isteğinden vazgeçirecek olan yine kendisidir.
Hayat, onun küçük adımlarıyla başlar… Öğrenmesi gereken her şey belirli bir sıra izler. Küçük bir adım atar. Bir de bakmışsınız koşuyor. Küçücük adımlardan koşmaya başlaması göz açıp kapayıncaya kadar olur, anlayamazsınız. Onun için herşey olması gerektiği gibi ve zamanında. Hiçbir şey için erken yada geç değildir.
Onunla zaman çabuk geçer… Onunla beraberken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Daha dün gibi aklınızdadır hayatınıza ilk girdiği an. Ancak durduramadığınız tek şey olan zaman burada da devreye girer ve yakanızı bırakmaz. Bir bakarsınız aradan yıllar geçmiş halen o küçük insan yanınızda ama büyük insan olarak.
Doğumuyla birlikte sizin yanınızdadır… O, zaman ilerleyip büyük bir insan olsa da, sizin için daima küçük kalacaktır. İçinizde tarif edilemez duyguları oluşturduğu andan son anınıza kadar…